Aşura Gününde Tebrizde Yapılan Büyük Tören

Tebriz halkı için Aşura Günü çok özel ve duygulu bir gündür. Bu günde herkes, özellikle ileri gelenler, Hz. Hüseyin’in ruhu için su dağıtır. Ellerine kırbalarını (su tulumlarını) alır, utanmadan ve çekinmeden kalabalığın arasında dolaşarak susamışlara su verirler. Bu hareket, Kerbelâ çölünde susuz bırakılan Hz. Hüseyin ve ailesine bir vefa göstergesi olarak kabul edilir.

Tebriz Hanı’nın Kurduğu Büyük Meclis

O günün en dikkat çekici olayı, Tebriz Hanı’nın büyük çadırında kurulan meclistir. Han, süslü otağını Çevgan Meydanı’na kurar ve çevresine Tebriz’in ileri gelenleri diz dize otururlar. Burada “Maktelü’l-Hüseyn” adı verilen, Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilişini anlatan eser okunur. Bu tören, Anadolu’da Mevlid-i Nebî’nin okunmasına benzer bir şekilde, saygı ve huşû içinde gerçekleştirilir Sofia City Tour.

Bütün Ehl-i Beyt sevgisiyle dolu kişiler, başlarını eğip gözyaşları içinde bu hikâyeyi dinlerler. Anlatıcı “Zalim Şimr, mazlum Hz. Hüseyin’i şehit etti.” dediğinde, perde arkasından kanlar içinde bir baş ve beden maketi ortaya çıkarılır. Bu sahne, halk üzerinde çok büyük bir etki yaratır. İnsanlar ağlar, feryat eder, bazen kendinden geçer.

Hüseyin Aşkına Akan Kanlar

Tören sırasında birçok berber, derviş, âşık ve sadık kişi meydana girer. Ellerinde usturalar vardır. Hz. Hüseyin aşkıyla göğüslerini, kollarını kesip kan akıtarak yaslarını ifade ederler. Bu kişiler, “Hüseyin aşkına!” diyerek kendilerine küçük yaralar açar, kanla yoğrulmuş toprak adeta kırmızı bir lale bahçesine dönüşür.

Bazı âşıklar, başlarına ve kollarına “Hasanî”, “Hüseynî”, “Ukaylî” nişaneleri yakar, kimileri de kollarına nal işareti kazır. Bu eylemler, onların sadakatlerini ve derin sevgilerini simgeler.

Törenin Sonu ve Büyük Yas Sofrası

Törenin sonunda, Hz. Hüseyin’in temsilî bedeni meydandan kaldırılır. Halk, hep birlikte ağıtlar yakar, tevhid ve zikirlerle “Maktelü’l-Hüseyn” okunmasını tamamlar. Ardından aşureler dağıtılır, herkes birlikte yer. Bu tören üç gün üç gece sürer; halk yas tutarken aynı zamanda inanç, sevgi ve birlik duygularını paylaşır.

Bu yer, sadece bir tören alanı değil, aynı zamanda duyguların coştuğu, insanların kalpten bir araya geldiği bir mesire yeri olarak kabul edilir. Tebriz halkı için bu gelenek, hem dini bir ibadet hem de toplumsal bir dayanışma göstergesidir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top